17 Haziran 2017 Cumartesi

KOVUN KÜREKÇİYİ

Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi.
Japonların takımında,
8 kişi kürek çekiyor,
1 kişi dümencilik yapıyordu.

Türk Takımında ise,
2 kişi kürek çekiyor,
3 kişi şeflik
3 kişi müdürlük yapıyor
1 kişi de dümeni kullanıyordu.

Her iki takım da, performanslarını en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.
Büyük gün geldi ve iki takım da, kendini hazır hissediyordu.
Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar.

Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı.
Türk şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.
Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu düzenlenen raporlara göre hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi.
Çözüm olarak yönetimdeki düzeni güçlendirmek ve koordinasyonu güçlendirmek için 1 genel müdür atandı ve sandaldaki ağırlığı dengelemek için kürekçi sayisi da 1 e indirildi.

Japonlara yeni bir yarış teklif etme kararı alındı.
9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı.

Japonların takımında,
8 kişi kürek çekiyor,
1 kişi dümencilik yapıyordu.

Türk Takımında ise yeni yapılanma şekli şöyleydi:
1 Genel Müdür
3 Müdür
3 Dümen Şefi
1 Dümenci
1 Kürekçi.

İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.
Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçti.

Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu müdürlere ve diğer personele sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.



Alıntıdır.

16 Haziran 2017 Cuma

ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi!


“Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.

Filmin adı ” Küçük Tavuk “. Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.

Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.

Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar.

Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.

Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır
alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.

Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor.Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor.

Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.

Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.
Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”

Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.

Sorular:
1-Kümes NERESİ?,
2-Yaşlı horozlar KİMLER?
3-Genç horoz KİM, şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi tilki KİM?

Buna göre içinde bulunduğumuz durumu sorgular isek binlerce yorum ortaya çıkar. Unutmayalım Ulusların dostları yok sadece çıkarları vardır.





FELSEFE PARADİGMASI

1 Haziran 2017 Perşembe

Yaratıcı'nın adilliği

Hz Musa ve firavun halkın huzurunda iddaya girişiller. Hz Musa "Benim Rabbim Nil nehri ile Mısıra hayat verir" der. Firavun ise "ben istersem Nili ters çeviririm" der. Hz Musa "hadi" deyince firavun süre ister. Ertesi gün buluşmak için sözleşirler. Hz Musa Yaradanın buyruğunu yerine getirmenin huzuru ile eve gider istirahate çekilir. Firavun ise Hz Musa'nın Rabbine dua eder, sabah Nil nehrinde buluşurlar. Ve Nil nehri firavunun isteği üzerine ters akmaya başlar. Hz Musa Yaradana yakırır: "ben senin söylemediğin birşeyi söylemedim. Neden böyle irade bulundun." " Senin söylediğin doğruydu" der Rabbi " Ama sen uyurken o dua etti. Ben herkesin Rabbi' yim herkesin dualarına cevap veririm" der Rabbi .

Allah o kadar adildir ki kendine ibadet edenede etmeyemede, kendisine tapanada tapmayanada dua karşısında yardım eder.